Galatasaray Üniversitesi’nde açılış dersi veren gazeteci Umur Talu, mesleki yaşamında karamsarlığa kapıldığı dönemler olsa da umutlu olduğunu ve işini çok sevdiğini söyledi. Talu, dersinde etik ve temiz gazetecilik kavramlarının tartışmalı olduğuna dikkat çekerek “Hiçbir çamuru, kiri sorgulamayan temiz gazetecilik anlayışı işin özünü maskeliyor” dedi.
Fotoğraf: Pınar Yurtsever
GSÜ-HA (İstanbul) Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi 2009-2010 öğretim yılına gazeteci Umur Talu’nun açılış dersiyle başladı. Otuz yıllık mesleki deneyimlerini, medya sektöründeki dönüşüm manzarası eşliğinde paylaşan Talu, gazeteciliğin işlevinin belli mesafeler koyarak hakikatin bir kısmını ortaya çıkarmak olarak niteledi. Talu, gazetecilik mesleğinde öncelikleri “Böyle bir imkanı olmayanların, kendi sesini duyuramayanların, döneme, duruma göre sesleri bastırılmış olanların sesini duyurmak, tamamını göremedikleri tabloyu tamamlamak” şeklinde sıraladı.
“Kiri, çamuru sorgulamadan temiz gazetecilik olmaz”
Gazetecilerin üzerindeki baskıların çok ve çeşitli olduğunu belirten Umur Talu, bu doğrultuda bir çok gazetecinin part-time iyi, part-time kötü gazeteci olduğunu söyledi.
Talu, etik kurallar konusunda başlarda kendisinin çalışmalara katkı verdiğini ancak daha sonra bu kavramların da tartışılabileceğini gördüğünü ifade ederek “etik” ya da “temiz gazetecilik” anlayışlarını da her zaman gerçekçi bulmadığını ekledi: “Yazdıkları belki tamamen doğru ama yazmadığı bir ton şey var. Hiçbir çamuru, kiri sorgulamayan temiz gazetecilik anlayışı işin özünü maskeliyor.”
“Uyandım, yerleşmemeye başladım, artık kendimi de götürmüyorum”
Otuz yılda, 16 yıl Milliyet olmak üzere toplamda 10 gazetede çalışan Talu’ya en çok çalıştığı gazetelerden ayrılma nedenleri ve yeni bir gazetede varolma koşulları soruldu. Bulduğu çözümün “hiçbir yere yerleşmemek” olduğunu söyleyen Umur Talu “Milliyet’ten kovulduğumda eşyalarımı kamyonla taşıdım, kendimi neredeyse duvarlardan kazıdım. Sonra uyandım, yerleşmemeye başladım, sonra daha da uyandım kendimi de götürmemeye başladım. Zaten gidecek çok da yerim yok aslında.”
Talu, Milliyet’ten ayrılmasının ‘Aydın Doğan’ın istediği yasaya muhalefet’ olduğunu hatırlatarak, o dönem, bir süre hiçbir yerde tek kelime yazamadığını ekledi: “Cumhuriyet de dahil, tek kelime yazamadık çünkü o sıra eleştirme potansiyelin olan her şeyden ürkülüyordu”
“Yapamadım ama düşündüm, hayal varsa umuttur”
İletişim öğrencileri için karamsar bir tablo çizmemeye özen gösteren Talu, sözlerini gazeteciliğe dair bir hayaliyle sonlandırdı:
“Bütün bu istifalar, kovulmalar neticesinde bir minibüs alıp içinde gazete kurmayı düşündüm. Öğrencilikte de bildiri basardık, hani o usul, mahalle mahalle gezecek. Yapamadım ama düşündüm, hayal varsa umuttur."