Çetin Emeç Özel Ödülü’ne layık görülen Sabah gazetesinden Abdurrahman Şimşek, “Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve Uğur Mumcu’nun bize gösterdiği gazetecilik yolundan gitmeye çalışacağım.” dedi.
Fotoğraflar: Mizrabi Cihangir Balkır
GSÜ-HA(İstanbul) 7 Mart 1990'da uğradığı saldırıda hayatını kaybeden gazeteci Çetin Emeç, aramızdan ayrılışının yirminci yılında, Galatasaray Lisesi’nde düzenlenen törenle anıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Ödülleri kapsamında bu yıl ilk kez verilen Çetin Emeç Özel Ödülü'nün sahibi ise Sabah gazetesinden Abadurrahman Şimşek oldu.
Çetin Emeç Özel Ödülü'nü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ve Emeç'in eşi Bilge Emeç'ten alan Abdurrahman Şimşek konuşmasında “İlk kez ödül alıyorum. Böyle bir ödülü almak gerçekten çok güzel bir duygu . Sırasıyla Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve Uğur Mumcu'nun yolundan gitmeye çalışacağım” dedi.
Mine Özbek ve Arena ekibi tarafından hazırlanan Çetin Emeç Belgeseli’nin de gösterildiği törende, yakınları Çetin Emeç’i anlatan konuşmalar yaptı. Çetin Emeç'in gazetecilik anlayışını anlatan Uğur Dündar, ”Bana özgürce gazetecilik yapma fırsatı verdi, ama bunu yaparken alçak eller Çetin Emeç'i öldürdü” dedi.
İnan Kıraç ise Emeç'in lisede bir dönem önünde olan bir ağabeyi olduğunu ve asıl yakınlaşmalarının Galatasaray Eğitim Vakfı'nı kurmalarıyla başladığını belirterek “Çetin bugün olsaydı basının bu haline üzülürdü. Türkiye'ye çok kızardı. Türkiye'yi bilerek veya bilmeyerek gruplara ayırıyoruz, çok yanlış yapıyoruz. Çok kıymetli bir Türk çocuğunu,gazeteciyi yanlış bir şekilde kaybettik.Onu unutmayacağız.” dedi.
Emeç'in sınıf ve sıra arkadaşı Erdoğan Karakoyunlu ise Çetin Emeç'in karanlık bir listede yer aldığını aynı listede yer alan diğer bir kurbanın da yine Galatasaray Lisesi'nden yetişmiş olan Abdi İpekçi olduğunu belirterek, Emeç'in çok güvenilir bir dost olduğunu söyledi.
Emeç'in oğlu Mehmet Emeç, konuşmasında babasının fikirlerinin hiç tanımadığı insanlarda filizlendiğine değinerek ”Bugün bu salonda bu koridorlarda çok yakın insanların konuşmalarını dinledim. Babamı yıllarca beraber çalıştığı insanların gözlerinde gördüm. Çetin Emeç'i kendisi yapan bütün öğeler sizde saklı. Bunca güzel kalbe bakıp iyi ki ülkeme dönme kararı almışım. Demokrasi şehitlerini anlatmak size düşüyor. Bana tekrardan babamı yaşattığınız ve babamı hatırlattığınız için teşekkür ediyorum” dedi.
Emeç'in kızı Mehveş Emeç Birol geçen yılların babasının ölümünün acısını azaltmadığını belirterek “Babamsız geçen bunca yıl, babamla geçirdiğimiz yıllardan daha fazla. Nükhet İpekçi, 'Hazırlıklı ol. Bu acı dinmeyecek, duvarlara bakıp babanın gözlerini göreceksin' demişti. Allah hepimize kuvvet versin.” dedi.
Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Çetin Emeç, gazeteciliğe 1952 yılında, Son Posta gazetesinde başlamış, 1972 yılına kadar Hayat ve Ses dergilerinde yazı işleri müdürlüğü yaptıktan sonra, 1972 yılında Hürriyet Grubu'na geçmiş, 1984-1985 yıllarında Milliyet gazetesinin genel yayın yönetmenliği ve 1986 yılından 7 Mart 1990'da öldürülüşüne kadar Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapmıştı. 38 yıllık gazeteci olan Emeç, Hürriyet gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Basın Enstitüsü ve Uluslar arası Gazetecilik Basın Enstitüleri Federasyonu üyesiydi.