Gazeteci Enver Aysever 6 Nisan Salı günü Galatasaray Üniversitesi öğrencilerinin konuğu oldu. GSÜ Coşkun Kırca Salonu’nda konuşan Aysever, Türkiye coğrafyasındaki sol ve sağ görüşleri konumlandırmaya çalıştı.
Haber - Fotoğraf: Mizrabi Cihangir Balkır
GSÜ-HA (İstanbul) Birgün Gazetesi yazarı ve Sky Türk’te yayınlanan Aykırı Sorular programının hazırlayıcısı Enver Aysever, GSÜ Siyaset Bilimi Klubü’nün davetiyle “Güncel politika, günümüzün sağı, günümüzün solu” başlığı altında bir konuşma yaptı.
“Sağ – sol – merkez” ayrımının iyi bir kavramlaştırma olduğunu ancak bu tariflerin bugünü anlatmaya yetmediğini söyleyerek konuşmasına başlayan Aysever, Batı’dan farklı olarak Türkiye’de iktisadi paylaşım üzerinden değil, yaşam biçimleri üzerinden siyaset yapıldığını söyledi. Türkiye’nin siyasi iklimini açıklarken 2. Meşrutiyet, Cumhuriyet yılları ve 80 Darbesi üzerinde duran Aysever, Türkiye’de tabanın her zaman sağ eğilimli olduğunu söyledi. Türkiye’deki demokratikleşme sürecinin de Batı’nın demokratikleşme sürecine benzemediğini ve iddia edildiği gibi cumhuriyetin kabulü ve demokratikleşme sürecinde 2. Meşrutiyet’in bu gelişmelerin hazırlayıcısı olmaya yetmediğini söyledi.
Günümüz Türkiye’sinde solun 3 gruba ayrıldığını söyleyen Aysever bunlardan ulusalcı, özgürlükçü ve sosyalist sol olarak bahsetti. Aysever ulusalcı grubun sert milliyetçi tavırları olan ve bayrak asker gibi simgeleri önemseyen bir yapısı olduğunu söylerken, Türk ulusalcı solunun yanı sıra Kürt milliyetçi hareketini de bu grupla birlikte andı.
Özgürlükçü solu ise liberal ekonomiyle derdi olmayan, ifade ve inanç özgürlüğü üzerinde şekillenmiş bir hareket olarak tanımlayan Aysever, bu grubu ekonomik yaklaşımlarından ötürü liberal düşünceye daha yakın gördüğünü belirtti. Aysever en güçlü argümanını ulusalcıların militarist ve milliyetçi yaklaşımına karşı şekillendiren özgürlükçü solun bu konuda haklı olsa da emek mücadelesine değinmedikçe soldan uzakta kalacağını söyledi.
Son olarak sosyalist solu evrensel bakabilen ve dünyayı emek açısından açıklama gayretinde olan kesimlerin oluşturduğunu söyleyen Aysever kendisini bu gruba yakın görse de bu grubun Mustafa Kemal’e ve Cumhuriyet’in kuruluş sürecine bakışı noktasında kendisinin farklılaştığını bildirdi:
“Türkiye’de birçok Mustafa Kemal imgesi var. Sosyalistlerin bütün Kemalistler kötüdür demesi bana tuhaf geliyor. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözü ‘ne mutlu Türk doğana’ da olabilirdi. Geçmişe bugünden bakma kolaycılığından sıyrıldığımızda, bugün için çok geri olan bu sözün o gün için basbayağı devrimci birşey olduğunu söyleyebiliriz.”
“Sağ – sol – merkez” ayrımının iyi bir kavramlaştırma olduğunu ancak bu tariflerin bugünü anlatmaya yetmediğini söyleyerek konuşmasına başlayan Aysever, Batı’dan farklı olarak Türkiye’de iktisadi paylaşım üzerinden değil, yaşam biçimleri üzerinden siyaset yapıldığını söyledi. Türkiye’nin siyasi iklimini açıklarken 2. Meşrutiyet, Cumhuriyet yılları ve 80 Darbesi üzerinde duran Aysever, Türkiye’de tabanın her zaman sağ eğilimli olduğunu söyledi. Türkiye’deki demokratikleşme sürecinin de Batı’nın demokratikleşme sürecine benzemediğini ve iddia edildiği gibi cumhuriyetin kabulü ve demokratikleşme sürecinde 2. Meşrutiyet’in bu gelişmelerin hazırlayıcısı olmaya yetmediğini söyledi.
Günümüz Türkiye’sinde solun 3 gruba ayrıldığını söyleyen Aysever bunlardan ulusalcı, özgürlükçü ve sosyalist sol olarak bahsetti. Aysever ulusalcı grubun sert milliyetçi tavırları olan ve bayrak asker gibi simgeleri önemseyen bir yapısı olduğunu söylerken, Türk ulusalcı solunun yanı sıra Kürt milliyetçi hareketini de bu grupla birlikte andı.
Özgürlükçü solu ise liberal ekonomiyle derdi olmayan, ifade ve inanç özgürlüğü üzerinde şekillenmiş bir hareket olarak tanımlayan Aysever, bu grubu ekonomik yaklaşımlarından ötürü liberal düşünceye daha yakın gördüğünü belirtti. Aysever en güçlü argümanını ulusalcıların militarist ve milliyetçi yaklaşımına karşı şekillendiren özgürlükçü solun bu konuda haklı olsa da emek mücadelesine değinmedikçe soldan uzakta kalacağını söyledi.
Son olarak sosyalist solu evrensel bakabilen ve dünyayı emek açısından açıklama gayretinde olan kesimlerin oluşturduğunu söyleyen Aysever kendisini bu gruba yakın görse de bu grubun Mustafa Kemal’e ve Cumhuriyet’in kuruluş sürecine bakışı noktasında kendisinin farklılaştığını bildirdi:
“Türkiye’de birçok Mustafa Kemal imgesi var. Sosyalistlerin bütün Kemalistler kötüdür demesi bana tuhaf geliyor. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözü ‘ne mutlu Türk doğana’ da olabilirdi. Geçmişe bugünden bakma kolaycılığından sıyrıldığımızda, bugün için çok geri olan bu sözün o gün için basbayağı devrimci birşey olduğunu söyleyebiliriz.”