Fransa’da Mitterand dönemine damgasını vurmuş bir çok yeniliğin öncüsü olarak tanınan Kültür ve Eğitim Bakanı Jack Lang Galatasaray Üniversitesi'nde verdiği konferansta döneminde uygulanan kültür politikalarından, kültür ile ekonomi arasındaki ilişkiye kadar birçok konuya değindi.
Haber ve Fotoğraflar: Mizrabi Cihangir Balkır
GSÜ-HA (İstanbul) “Kültür, Ekonomi ve Demokratikleşme” başlığı altında 27 Mayıs Perşembe günü bir konferans veren Jack Lang, François Mitterand'ın 1981 yılında iktidara gelmesiyle başlayan Kültür Bakanlığı macerasında radikal ve kararlı bir duruşu olduğunu belirtti. Uzun bir aradan sonra iktidara gelen Sosyalist Parti'nin barışçıl bir devrim dönemi yaşattığını vurgulayan Lang, uyguladığı kültür politikaları yüzünden çokça eleştirildiğini anlattı. Kültür ve ekonominin birbirinden ayrı düşünülmemesi gerektiğine inanan Lang, “bugün 30 sene önce söylediklerim daha fazla önem kazandı” dedi. Kültür ekonomisinin bir sektörü olduğunu belirten Lang bu sektörün gün geçtikçe büyüdüğünü söyledi.
“Kültür ve eğitimin önceliğini hiçbir şeyin gölgelemesine izin vermedik. Önemli bir bütçe ayırdık Kültür Bakanlığı'na. Mitterand iktidarda kaldıkça bu bütçeyi her sene artıracağız ve %1'e kadar çıkaracağız dedik. Bu sözümüzü tuttuk. 1983 ve 1992-1993 dönemlerinde Mitterand iki kere ekonomik krizle karşılaştı. Kriz nedeniyle bütçemizi kısmamız gerektiğini söylediler ama biz tam da kriz nedeniyle bütçemizi arttırmaya devam etmeliyiz dedik.”
Global ve demokratik bir kültür politikası takip ettiklerini söyleyen Lang, her yaştan ve her yerdeki vatandaşa kültür ve sanat hizmeti sunmaya çalıştıklarını söyledi. Yurtdışındaki sanatçılarla da iyi ilişkiler kurduklarını aktaran Lang, Türkiye'de darbe nedeniyle barınamayan Yılmaz Güney'i ağırladıklarını da hatırlattı.
“Kısa vadeli kâr amacı güdüldüğünde her sanat öldürülür” diyen Lang, kitapçı ve yayınevleri için uyguladıkları politikaları örnekledi. Sanat eserinin herhangi bir ticaret malı olmadığını vurgulayan Lang bu alanın gelişmesinde devlet politikalarının önemine değindi:
“Fransız Sineması bugün dünyada ikinci sırada ise bunda çıkardığımız özel yasaların rolü büyüktür. İtalya Sineması dünyanın en iyisiydi ama bugün hala iktidarda olan kişi onu yok etti. Televizyon onun elindeydi ve açıkça sinemayı desteklemedi.”
Konuşmasını kısa tutup daha çok dinleyicilerin sorularını cevaplamak isteyen Lang, “Fransız Kültürü'nün dünyadaki etkisinin azaldığını düşünüyor musunuz?” sorusu karşısında sözü aydınlara getirdi:
“Sartre, Camus gibi ve onlar kadar değerli insanlar bugün de mevcut ama o kadar etkin değiller. Artık dünyada entelektüel önderleri piyasanın kuralları tayin ediyor.”
Fransa'da banliyölerdeki kültürel farklılık konusunda söz alan bir başka katılımcı “müze açmanın ve kamuflaj niteliğindeki sanatsal çalışmaların yerine, gayreti buralardaki kültürel uzlaşmaya harcamak gerekmez mi?” diye sordu. Yanıt vermenin zor olduğunu belirten Lang, banliyölerin sadece Fransa'nın değil bütün büyük şehirlerin sorunu olduğunu ve bu sorunun sadece kültürel bazlı bir çözümü olamayacağını belirtti. Böylesine büyük sosyal ve kentsel bir ayrımın uzun süre muhafaza edilemeyeceğini de vurgulayan Lang çözüm için kollektif bir siyaset gerekiyor dedi.
1981-1986 ve 1988-1993 seneleri arasında Kültür Bakanlığı, 1992-1993 ve 2000-2002 seneleri arasında da Eğitim Bakanlığı görevini üstlenen Jack Lang, Fransa'da bir çok yeniliğin öncüsü olarak hatırlanıyor. 1981'de Fransa'da Müzik Bayramı'nın yaratıcısı olan Lang, Avrupa Kültür Başkenti Projesi'nin de öncüsü. Paris Nanterre Üniversitesi'nde Hukuk Profesörü unvanı da olan Lang halen Sosyalist Parti üyesi.