12 Kasım 2009 Perşembe

“Avrupa’nın göçmen politikaları dil öğrenimi üzerine yoğunlaşıyor”

Göç, göçmeler ve bütünleştirme politikaları üzerine eserleriyle tanınan Brüksel Libre Üniversitesi’nden Profesör Andrea Rea, “Avrupa Bütünleşme Politikaları” başlıklı konferansta, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin göçmen politikalarını karşılaştırmalı olarak ele aldı.

Haber: Pınar Yurtsever
Fotoğraflar: Mizrabi Cihangir Balkır

GSÜ-HA (İstanbul) Galatasaray Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen konferansta Andrea Rea, “Avrupa’nın yeni bütünleştirme programları yeni göçleri engelliyor mu?” sorusu üzerinden, 2000’li yılların başlangıcından itibaren Avrupa ülkelerinin göçmenler üzerine geliştirdiği bütünleştirme politikalarını inceledi.

Avrupa Birliği üyesi ülkelerin son yıllarda ivme kazandırdığı göçmen politikalarının dil öğrenimi, toplumla tanışıklık konuları üzerine yoğunlaştığını vurgulayan Rea, “Göçmenlerin toplumla bütünleşmeleri dinamik bir süreç. Bu süreç göçmenin kendisini toplumla bütünleştirmesi ve toplumun onu kabullenmesi olarak iki aşamada gerçekleşiyor. Avrupa Birliği, ülkelere giriş ve orada kalma konularındaki göçmen politikalarını göreceli bir yaklaşımla kabul ediyor.” dedi.

Andrea Rea, konferansın ikinci bölümünde Avrupa Birliği ülkelerinin göçmen politikalarını karşılaştırdı. Bu karşılaştırmadaki en çarpıcı örneklerden biri 2006 yılında çıkardığı yasayla göçmenleri sınava alan, oturma izni için bu sınavdaki başarıyı göz önünde bulunduran ve göçmenleri gelmeden önce kendi ülkelerinde telefonla sözlü mülakata alan Hollanda’ydı. Rea, İngiltere ve Fransa’nın göçmen politikalarına bakıldığında “süre” olgusunun baskın geldiğini belirtirken; Danimarka ve Hollanda’nın göçmenleri ülkelerine gelmeden ön elemeye tabi tuttuğunu ifade etti.

Profesör Rea, bir arada yaşama politikalarının çeşitliliklerin kabul edilmesi ve göçmenler arasında sınıflandırma yapılması açısından tezatlık oluşturduğunu da ifade etti. Rea, bazı ülkelerin gelmeden önce dil öğrenimini koşul olarak sunmasının ve tüm Avrupa ülkelerinin bütünleştirme politikalarında dil konusunun ağırlık kazanmasının göçleri engellemek için yapıldığı algısı uyandırdığının altını çizdi.