Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Osmanlı Saltanatının Bitimi” başlıklı konferansında, hakimiyetin Cumhuriyet’ten bir yıl önce meclise devredildiğini söyledi.
Haber: Ceyda Ulukaya
Fotoğraf: Mizrabi Cihangir Balkır
GSÜ-HA (İstanbul) Prof. Dr. İlber Ortaylı, Galatasaray Üniversitesi ve İstanbul Barosu ortaklığında düzenlenen Hukuk Konferansları’nın ikincisinde dün (11 Kasım) “Osmanlı Saltanatının Bitimi” konulu bir konferans verdi. Saltanatın kaldırılışından Sultan Vahideddin’in kaçışına 1-17 Kasım 1922 arasındaki on yedi günlük dönemi konu alan konuşmasında Ortaylı, Millet Meclisi’nin Cumhuriyet’ten bir yıl önce hakimiyeti meclise devrettiğini söyledi:
“1 Kasım 1922’de Millet Meclisi 503 no’lu kararıyla asıl olan meclis üstünlüğüdür demiştir. Bütün iktidar Sovyetler’e der gibi, hakimiyet meclise demiştir. Ayrıca hilafetin de meclis bünyesinde mevcut olduğunu söylemiş ve hilafeti azlederken de bunu kendine dayanak yapmıştır.”
Ortaylı, saltanatı bu şekilde cumhuriyete dönüştüren Türkiye devleti için devamlılığın esas olduğunu vurguladı:
“Yeni devlet, yeni millet kavramlarının TBMM’de hukuki karşılığı yok. Türkiye devletinde devamlılık esastır. TBMM hakimiyeti halk adına kullanmış, hukuka en uygun yollarla direniş göstererek saltanatın cumhuriyete doğru dönüşümünde rol oynamıştır, arada konvansiyonel uygulamaları da olmuştur fakat Türk İnkılabı olabilecek en az kanlı biçimde gerçekleşmiştir.”
“İnsanlar Kanuni’yi, Fatih’i sever ama monarşi özleminden bahsedilemez”
Sultan Vahideddin’in “iç çatışmayı önlemek için” değil, can güvenliği olmadığı için kaçtığını belirten Ortaylı, “Vahideddin’in İngiltere’ye sığınmak istediğini çünkü can güvenliği olmadığını düşündüğünü 11 Kasım tarihli mektubundan öğreniyoruz. İngilizlere sığınmasının nedeni, kimilerinin iddia ettiği gibi ‘İngiliz hayranlığı’ değil elbette. Boğazlar’ın kesin İngiliz kontrolünde olması ve Vahideddin’in kaçmak için Boğazlar’dan geçecek olmasıdır” dedi.
Bu 17 gün içinde saltanat yanlısı bir direnişin söz konusu olmadığını söyleyen İlber Ortaylı, bugün “monarşi özleminin” düşünülemeyeceğini sözlerine ekledi. Osmanlı’daki monarşinin Fransa ve Rusya’daki örnekleriyle kıyaslanamayacağını vurgulayan Ortaylı, insanların Kanuni’yi, Fatih’i sevebileceğini ancak bu tip bir zümre hakimiyetine karşı korkunç bir tepkinin olduğunu, kimsenin monarşi rejimini özlediğini zannetmediğini sözlerine ekledi.